Friday, January 25, 2013

Saçlar da bakım ister!

Bir de saç meselesi var tabii. Doğum sonrasında şöyle bir coşup parlasa da bir süre sonra tekrar cansızlaşmaya başlayan saçlar. Bunlar içinde birkaç öneri okudum. Özellikle kuru saçlar için. Henüz uygulamış değilim ama dikkatimi çeken iki yöntem buldum, buraya not etmek isterim sonra unutmamak için:


Kil maskesi: Kil hem kuru hem de yağlı saçlar için faydalıdır. Üstelik zahmetsizce uygulanabilecek bir yöntemdir. Kile ılık su ilave edelim. Yaklaşık olarak beş dakika kadar dinlensin. Ardından da saçınıza sürünüz. 15 – 20 dakika kadar saçınızda beklettikten sonra saçınızı bol su ile durulayınız.
Elma sirkesi: Yukarda da elma sirkesinin birkaç faydasını yazmıştık. Elma sirkesi hakikaten kuru saçlariçin birebirdir. Bir kabın içerisine bir litre kadar ılık su ve birkaç çorba kaşığı sirke ilave edin. Saçınızı şampuanlayıp duruladıktan sonra, bu karışımı saçınıza dökün. Saç diplerinize masaj yaparak yedirin. Sirke ile durulanan saçlar daha parlak görünecektir.
Kaynak: 
Kullandıktan sonra yine buraya güncelleme yapacağım...


Friday, January 18, 2013

32. gün ve babam

Mehmet Ali Birand ölmüş!

Mehmet Ali Birand deyince aklıma 32. gün gelir. 32. gün deyince aklıma babam gelir...

Hüzünlüyüm bugün...


Thursday, January 17, 2013

Yaş 36!

35 yaşa kadar hayat akıp gidiyor, öyle ya da böyle. Genç genç yaşıyor insan, yaş alıyor ama hiç yaşlanmıyor. 35 bittiğinde şöyle bir dönüp bakıyor geriye, inanamıyor.. Hayatın o kadar ortasında ki, inanamasa da çok kafaya takmıyor. 35, inanamaya inanamaya, usulca geçiyor. 36 olduğunda, bir sabah aynaya bakıyor ve gerçekle yüzleşiyorsun. İster inen, ister inanma, 36'sın işte. Ruhun kabul etmese de, bedenin bunu haykırıyor artık yüzüne. İçin başka, dışın başka söylüyor. İçin bastırsın istiyorsun dışını, ama nafile. İşte ben tam da böyle bir dar boğazdayım şu sıralar. İçimle dışımın müthiş uyumsuzluğunu yaşıyorum ve canım sıkılıyor. Gerçekten!

Tabii, bununla boğuşurken, bir yandan da çözüm bulmaya çalışıyorum, bir çıkış. Pahalı kırışıklık giderici kremler falan da almaya razıyım ama gönül elvermiyor! Çünkü biliyorum artık onların ne kadar 'zehirli' olduklarını. http://www.ewg.org/skindeep/ sağolsun, herbirinin zehirlilik oranını çarpıyor yüzüme. Yani eskisi kadar naif değilim, neyse ki! Bile bile de insan yüzüne süremiyor işte. Üstelik de bir de anneyim artık, yani sorumluluğum yalnızca kendime değil... Öyleyse ne yapıyoruz? Hemen yılların eskitemediği bepanthene'e sarılıyoruz. Bepanthene benim her zamanın başımın tacı olmuştur. Çok sever, hep yanımda gezdiririm. Lakin, yüzüme sürmek hiç aklıma gelmemişti. Zira, beni bilenler bilir cildimin ne 'domuz' olduğunu. Kurudur ama yağ sevmez, ısrarcı olursam hemen patlak verir dört bir yanında. Yani, öyle kolay kolay krem falan süremem ben yüzüme. Ama bir cesaret, bepanthene'nin bunca yıldır beni hiç hayal kırıklığına uğratmammayışına güvenerek sürdüm yüzüme. Tabii içine başka birşeyler daha tıkıştırdım. İki gündür kullanıyorum, henüz bir patlama, çatlama yok. Aksine, cildim bir güzelleşmeye başladı, ben bile inanamıyorum. Bu kadarını da beklemiyordum. Tabii benim cildimin sağı solu belli olmaz. Bir hafta falan kullandıktan sonra daha emin olabilirim sonuçtan. Halen memnunsam, herkesle paylaşacağım mucize kremimin tarifini :)



Güncelleme (22 Ocak 2013)

Aradan bir hafta geçti ve halen bu kremi kullanmaya devam ediyorum. Sonuç umduğum gibi, yani başarılı. Yüzümde bir iki ufacık tefecik alerjik olduğunu tahmin ettiğim kabarcık çıktı, belli belirsiz. Onun dışında, sanki daha bir gençleşti cildim, yenilendi. Kırışıklıklarım halen benimle tabii, ama o akadar göze batmıyorlar sanki... Yani, kullanmaya devam...

İşte kremin tarifi:

Bepanten Krem
1 Bepanten ampul
1 Evigen ampul
Kayısı Yağı
Gül Yağı
Buğday Yağı
Portakal Yağı

Yapılışı:
Elinizdeki kaba Bepanten kremin tamamını boşaltın. İçine Bepanten ve Evigen ampulleri kırın ve iyice karıştırın. Sonra bu karışımın içine yarım şişe Kayısı yağı dökün ve karıştırmaya devam edin. Hazırladığınız kremin kıvamı pürüzsüzleşmeye başladığında 1/4 şişe Gül, Buğday ve Portakal yağı ilave edin ve karıştırmaya devam edin. Tüm malzemenin birbirine karışması sonrasında bakım kreminizi eski bir krem kavanozuna ya da kapaklı herhangi bir kavanoza koyarak kullanmaya başlayabilirsiniz..

Fakat benim hazırladığım kremde bazı farklılıklar var:

Bepanthene kremi yarıya indirdim,
Yaklaşık 1/2 madecassol merhem ekledim
1 C vitamini ampulü ekledim
Ve yağları da tarifte verilenden biraz daha az kullandım.

Bir dahaki sefere kremi hazırlarken de belki:

Daha fazla bepanthene krem daha az madecassol kullanabilirim,
Gül ve buğday dışındaki yağları daha da azaltabilirim.

Belki bu sayede yüzümdeki kabarcıkları da engelleyebilirim. 

Yeni sonuçlarla birlikte yeni güncellemeleri de buraya ekleyeceğim...

Thursday, February 16, 2012

OSTİM

Bambaşka bir dünya OSTİM. Kendimi birden bire bu başka dünyanın içinde buldum. Benim için yeni! Heyecanlıyım, keşfediyorum...

Bugüne kadar yalnızca bir semt adıydı benim için Ostim. Meğerse buymuş: Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi.


OSTİM



Friday, April 15, 2011

Amigurumi

Bugun yeni birsey daha ogrendim: Amigurumi!

Yapilisinin anlatildigi adres: http://stitch.hellooperator.net/free-patterns/amigurumi-doll/ 

Cok heyecanlandim, ve hemen kollari sivamaya karar verdim. Tabii, once tezimi duzeltmem gerekiyor. Sonra bir de malzeme almam gerek. Sanirim haftasonu birseyler yapmaya baslayabilirim. Iayrintilari da o zaman yazacagim. Simdilik, bu heyecani benim yuregime dusuren sevgili Tugba Can'in web sayfasini buraya eklemek istiyorum, ki boylelikle unutmayayim:

http://sihirlisayfalar.wordpress.com/

Bir de bundan yapmak istiyorum:

Monday, February 7, 2011

well said, Ben!

If you don't like my fire 

then don't come around

cause I'm gonna burn one down

My choice is what I choose to do

and if I'm causing no harm

it shouldn't bother you. 

Your choice is who you choose to be, 

and if your causin' no harm 

then you're alright with me.


Ben Harper - Burn One Down


oh pretty woman

Gary Moore olmus, dun... hic unutulmamak uzere...